HERŞEY YENİDEN BAŞLIYOR...

Doygunluğa ulaşan bulut misali yağmak, bazen okşayan bazen de yerle bir eden rüzgar misali esmek, sessizliği dinlemek, en derin yere dokunmak...güneş misali ısıtmak...hissetmek ve yaşamak...vesaire...vesaire...vesaire
Kısaca ne geliyorsa, ne gidiyorsa...

Şeyma Erdoğan


20 Ağustos 2013 Salı

Muhtemel oğlum'a mektup...

Ağlayarak geldiğin dünyada yer edinebilmen için ihtiyacın olan ilgi ve bilgiye önce bizden ulaşacaksın. Sonrası sen yürümeye başladıktan sonra gelecek ve konuşmaya başladığında duyduklarını tekrar etmekten öteye gidecek herşey ve sormaya başlayacaksın. "Öğren"..."Sorgula"... Ancak "yargılama"... "Dürüstlük" çıkarıp, giyebileceğin bir kıyafet değildir. Sakın "yalan söyleme" oğlum...Önce kendine...Yalan söylemezsen yorulmazsın. Hiçbir şey gizli kalmaz çünkü inan. Herkesi olduğu gibi kabul edersen ve değiştirmeye çalışmazsan herşey daha kolay olur. Seni de değiştirmek isteyenler çıkacak karşına. Fikirlerin "vicdan" ve "adalet" terazisinde yer bulsun.
"Merhamet" sahip olabileceğin en değerli şey şu hayatta. Başın öne eğilirse, bu sadece yerdeki karıncaya basmamak için olsun. "Yaşama hakkı"na her canlı sahip...Bunu lütfen unutma... Eşit olmayabilir gömleğinin kolları ancak herkes "eşit" haklara sahiptir. Sahip olunan hayatlar böyle olmayacak. Farkları göreceksin... Ortak nokta "insanca" yaşamak...
Kanatlarımın altında sadece bir süre kalacaksın. Kendi başına uçmayı öğrenme sürecin "kırılma" içerebilir. Kırılacaksın ama iyileşeceksin... Kimseyi hiç bir sebeple "kırma"... Bir kadının kalbini de... Unutmazlar... Çünkü bir kadının kırık kalbinin öfkesini taşıyamazsın... Ve birgün mutlaka aynı yerden kırılırsın... Ne yaparsan onu yaşar, neyi yerersen onun içinde olursun. Hayat bu... Der ki sana "al işte haydi bakalım"...
Paradan daha değerli "dost" biriktirmek/edinmek... Onlar yanında olacak hep ve sen herşeyi onlarla yapmak isteyeceksin... Dostluk ender yakalanır, tut, bırakma ve iyi bir "dost ol" önce yaşamında...
"Sev"... Sevdiklerinle yaşam daha keyifli ve eğlenceli inan... Sevmekten de sevgini belli etmekten de "korkma"... Önce kendini... Ki bu başkasını sevme ihtimalini yükseltir... Ufkunu geliştirmenin en pratik yoludur okumak... Neyi sevdiğine karar verdiğinde onunla ilgili herşeyi "oku"malısın. İnsanları dinlemeli ancak bildiğini kabul ettirmeye çalışmamalısın. Herkese ve sana bahşedilen aklı kullanmayı tercih etmelisin. Bu işini kolaylaştırır. 
"Sarılmak" iyi gelir... Bir süre bundan nefret edeceksin ancak bunun dostluklarında ve ilişkilerinde ne kadar önemli olduğunu göreceksin...Özellikle ağlayan birine mutlaka "sarılmalısın".
Hayatın odan ve işinden ibaret olmasın isterim... Büyüdükçe sınırlarını da aşmanı başka dünyaları merak etmeni ve alıp başını gidip onlarla tanışmanı isterim. Haber vermeyi ve senin için endişelenen ailenle dostların olduğunu unutmaman tek şartım... Gezdikçe kendine yolculuğun başlayacak ve herşey farklı bir "anlam" kazanacak... Çok yönlü düşünebilmen için sınırlarını genişletmen yapabileceğin en iyi şey olacak... ve söz veriyorum seni yapmayı istemediğin bir şeye yönlendirmeyeceğim ancak yeteneklerini keşfetmek ayrı bir zevk benim için ...bana bu noktada güvenmelisin...
Yemek yapmak erkeklere yakışır aslında ve bi' kadın için inan etkileyicidir... Mutfak konusunu konuşmalıyız...
Müzik, deniz, doğa, sinema, spor ve bir dolu güzel şey bekliyor seni...bir çoğu ilgini çekecek mutlaka... 
Herşeyi yapmak , herşey olmak ve isyan etmek isteyeceksin... "Kıyaslama"k olumlu bir duygu değildir. Sen benzersizsin ve herkes de öyle...
Seçimlerin seni dibe de vurabilir, dünyanın en mutlu insanı da yapabilir. Doğruyu bulana kadar yanlış seçimler yapma özgürlüğün olacak. Sobanın el yaktığını çoktan öğrenmiş olacaksın... Bu senin hayatın.... Ancak hayatınla ilgili herşeyin bende bir etkisi olacak çünkü benim parçamsın... Canın her yandığında yanacak bir yanım... Her nefes alışın, nefesim... Herşeyin " en iyisi"ni isteyeceğim senin için fakat buna , bunlara sahip olurken bilmelisin ki her zaman böyle değil... Yok'luk da var ve sen sahip olduklarınla mutlu olmayı "bil"eceksin... Bu sebeple de önce oyuncaklarını "paylaş"acaksın. Annemin yaptığı bez bebekle de mutluyduk mesela biz... 
Sahip olmak duygusu değil annemin bizim için bez bebek yapmasıydı aslolan... Mutluluk yolun; "sahip olma hırsı"n olmasın dilerim ki... ve niyetin hep "iyi" olsun ...
Bunların hepsi sen" iyi" bir çocuk... İyi bir "adam" ol... diye... "Seni seviyorum"...Ve bu, dünyanın en güzel cümlesidir...Hissettiğinde sen de söyle e mi oğlum...? 
Muhtemel anne'n