HERŞEY YENİDEN BAŞLIYOR...

Doygunluğa ulaşan bulut misali yağmak, bazen okşayan bazen de yerle bir eden rüzgar misali esmek, sessizliği dinlemek, en derin yere dokunmak...güneş misali ısıtmak...hissetmek ve yaşamak...vesaire...vesaire...vesaire
Kısaca ne geliyorsa, ne gidiyorsa...

Şeyma Erdoğan


10 Aralık 2013 Salı

Notlar

Bir kış sabahı...
(10.Aralık.2013)
Katalitik sobada kızarmış ekmek kokusudur kış sabahı... Yakası kurumamış siyah bir önlüktür... "Kalk artık sabah oldu, her taraf günle doldu, güneş açtı, sütler taştı, okul vakti yaklaştı" diye şarkı söyleyerek uyandıran anne'min sesidir kış sabahı... '5 dakika daha'yı keşfettiğimiz zamanlardır. Kış sabahlarını ailemizin güvenli 'yuva'sında yaşamış 'şanslı' bir çocuk olarak büyümüş olmanın şükrünü, yine de 'aile' özlemini içimde hissederek başladım güne....iyi ki yaşandı tebessümü ile devam ederken "sokakta yaşayan tüm can'lılar ve ev'sizler için ne yapabiliriz?" sorusunu soralım kendimize diyeydi tüm bunlar... Bir "kış sabahı"...! 

Kalk artık sabah oldu...

21 Kasım 2013 Perşembe

Notlar

Çamaşır makinasına daha önceden attığım ve farketmediğim beyaz havlunun siyahlarla yıkanması sonucu aldığı grimsi renge bakıp "hay Allah gri bir havlum oldu" tepkisini vermemle anladım bir kez daha; mutluluk verdiğin tepkinin içinde:) neymiş kabullenme ve soğukkanlılık... En azından olabildiğince... Üzmeyelim tatlı canımızı... Sağlık olsun diyebilelim...

12 Kasım 2013 Salı

Notlar

Çarpan rüzgarla nefes alamayıp, yutkunmak gibiydi seni düşünmek...

Notlar

Akşamdan annenin yıkadığı ve sabaha kurumayan önlüğünü saç kurutma makinasıyla kurutmaya çalıştığını hatırla... Gün her dem farklı başlar. Gül'aydın...

8 Kasım 2013 Cuma

Notlar

Şehrin ışıkları saklar yıldızları... Saklar şehrin çirkinliklerini gece... Şehir, gece ve ışıklar saklayamaz Şimal'i... Olsaydı, sadece bulutlar... http://instagram.com/p/gdx1pwyr8J/

20 Ağustos 2013 Salı

Muhtemel oğlum'a mektup...

Ağlayarak geldiğin dünyada yer edinebilmen için ihtiyacın olan ilgi ve bilgiye önce bizden ulaşacaksın. Sonrası sen yürümeye başladıktan sonra gelecek ve konuşmaya başladığında duyduklarını tekrar etmekten öteye gidecek herşey ve sormaya başlayacaksın. "Öğren"..."Sorgula"... Ancak "yargılama"... "Dürüstlük" çıkarıp, giyebileceğin bir kıyafet değildir. Sakın "yalan söyleme" oğlum...Önce kendine...Yalan söylemezsen yorulmazsın. Hiçbir şey gizli kalmaz çünkü inan. Herkesi olduğu gibi kabul edersen ve değiştirmeye çalışmazsan herşey daha kolay olur. Seni de değiştirmek isteyenler çıkacak karşına. Fikirlerin "vicdan" ve "adalet" terazisinde yer bulsun.
"Merhamet" sahip olabileceğin en değerli şey şu hayatta. Başın öne eğilirse, bu sadece yerdeki karıncaya basmamak için olsun. "Yaşama hakkı"na her canlı sahip...Bunu lütfen unutma... Eşit olmayabilir gömleğinin kolları ancak herkes "eşit" haklara sahiptir. Sahip olunan hayatlar böyle olmayacak. Farkları göreceksin... Ortak nokta "insanca" yaşamak...
Kanatlarımın altında sadece bir süre kalacaksın. Kendi başına uçmayı öğrenme sürecin "kırılma" içerebilir. Kırılacaksın ama iyileşeceksin... Kimseyi hiç bir sebeple "kırma"... Bir kadının kalbini de... Unutmazlar... Çünkü bir kadının kırık kalbinin öfkesini taşıyamazsın... Ve birgün mutlaka aynı yerden kırılırsın... Ne yaparsan onu yaşar, neyi yerersen onun içinde olursun. Hayat bu... Der ki sana "al işte haydi bakalım"...
Paradan daha değerli "dost" biriktirmek/edinmek... Onlar yanında olacak hep ve sen herşeyi onlarla yapmak isteyeceksin... Dostluk ender yakalanır, tut, bırakma ve iyi bir "dost ol" önce yaşamında...
"Sev"... Sevdiklerinle yaşam daha keyifli ve eğlenceli inan... Sevmekten de sevgini belli etmekten de "korkma"... Önce kendini... Ki bu başkasını sevme ihtimalini yükseltir... Ufkunu geliştirmenin en pratik yoludur okumak... Neyi sevdiğine karar verdiğinde onunla ilgili herşeyi "oku"malısın. İnsanları dinlemeli ancak bildiğini kabul ettirmeye çalışmamalısın. Herkese ve sana bahşedilen aklı kullanmayı tercih etmelisin. Bu işini kolaylaştırır. 
"Sarılmak" iyi gelir... Bir süre bundan nefret edeceksin ancak bunun dostluklarında ve ilişkilerinde ne kadar önemli olduğunu göreceksin...Özellikle ağlayan birine mutlaka "sarılmalısın".
Hayatın odan ve işinden ibaret olmasın isterim... Büyüdükçe sınırlarını da aşmanı başka dünyaları merak etmeni ve alıp başını gidip onlarla tanışmanı isterim. Haber vermeyi ve senin için endişelenen ailenle dostların olduğunu unutmaman tek şartım... Gezdikçe kendine yolculuğun başlayacak ve herşey farklı bir "anlam" kazanacak... Çok yönlü düşünebilmen için sınırlarını genişletmen yapabileceğin en iyi şey olacak... ve söz veriyorum seni yapmayı istemediğin bir şeye yönlendirmeyeceğim ancak yeteneklerini keşfetmek ayrı bir zevk benim için ...bana bu noktada güvenmelisin...
Yemek yapmak erkeklere yakışır aslında ve bi' kadın için inan etkileyicidir... Mutfak konusunu konuşmalıyız...
Müzik, deniz, doğa, sinema, spor ve bir dolu güzel şey bekliyor seni...bir çoğu ilgini çekecek mutlaka... 
Herşeyi yapmak , herşey olmak ve isyan etmek isteyeceksin... "Kıyaslama"k olumlu bir duygu değildir. Sen benzersizsin ve herkes de öyle...
Seçimlerin seni dibe de vurabilir, dünyanın en mutlu insanı da yapabilir. Doğruyu bulana kadar yanlış seçimler yapma özgürlüğün olacak. Sobanın el yaktığını çoktan öğrenmiş olacaksın... Bu senin hayatın.... Ancak hayatınla ilgili herşeyin bende bir etkisi olacak çünkü benim parçamsın... Canın her yandığında yanacak bir yanım... Her nefes alışın, nefesim... Herşeyin " en iyisi"ni isteyeceğim senin için fakat buna , bunlara sahip olurken bilmelisin ki her zaman böyle değil... Yok'luk da var ve sen sahip olduklarınla mutlu olmayı "bil"eceksin... Bu sebeple de önce oyuncaklarını "paylaş"acaksın. Annemin yaptığı bez bebekle de mutluyduk mesela biz... 
Sahip olmak duygusu değil annemin bizim için bez bebek yapmasıydı aslolan... Mutluluk yolun; "sahip olma hırsı"n olmasın dilerim ki... ve niyetin hep "iyi" olsun ...
Bunların hepsi sen" iyi" bir çocuk... İyi bir "adam" ol... diye... "Seni seviyorum"...Ve bu, dünyanın en güzel cümlesidir...Hissettiğinde sen de söyle e mi oğlum...? 
Muhtemel anne'n 

24 Haziran 2012 Pazar

Seyr-i Bozcaada

Bozcaada günlüğü... 23.06.2012 "Güzellik  Geyikli sahilinden başlıyor... Deniz durgun ve dalga cılız bir sesle vuruyor kumlara... Dönüş seferini yapan feribot beliriyor uzakta... Hazırlarken giymeyeceğimi de bildiğim bi dolu kıyafet ve ıvır zıvırla taşırken giderek ağırlaşan bavulu dert etmiyorum. Rüzgar vurdukça daha da güçlü çekiyorum taş yolda devrilip duran valizi... Bir önce beni ada'ma kavuşturacak olan köpüklü feribota doğru ilerliyorum , yaklaşıyoruz birbirimize farklı yakalardan... Bir şeye yaklaşırken başka bir şeyden uzaklaşıyor olmak fiziki bir kuralın dahilinde olsa da, görüntü ve hafıza oyun oynamaya başlıyor. Uzaktan uzun, boz hatta kurak görünen ada feribot açı değiştirdiği anda kalesi, tekneleri, bir bakışta görülebilecek yerleşimi ile karşılıyor işte... Aynen bıraktığım gibi... Rüzgarın darmadağın ettiği saçlarımı yüzümden çekmiyorum... Kaçmıyorum da... Özlemişim kendime gelmek için gitmeyi...  Hasılı  sert rüzgar es/eş'liğinde gidiyorum kendime. Es vermek yani... Es'iveren rüzgarla..."

26 Ocak 2012 Perşembe

...

Hani şu 'pamuk ipliği' meselesi var ya...Unutulmaması gereken bir gerçek, hayatta... Bir varmış bir yokmuş 'oluverirsin', 'oluverir'... 


Bağlanma! zira 'böyle' bağlısın hayata...

Bir AN...

Metrobüste zihinsel engelli küçük bi kız. Garip sesler çıkarıyor fakat kendi halinde...Camdan dışarı bakıyor. Gülüyor kendi kendine... Etrafta bir kaç şaşkın bakış. Yanında Annesi; O'nu öpüyor ""Seni çok seviyorum"" diyerek... Küçük kız anlaşılmayan bir şeyler söylüyor ama gülüyor; annesinin yanağını sıkarak... 
Günaydın!

Simit...

Öyle güzel ve huzurlu uyuyor ki, bazen O'nun yerinde olmak istiyorum. 
O'nu 12 yıldır 'koşulsuz' seven ve rahatı için elinden gelen yapan biri var sonuçta...

3 Ocak 2012 Salı

03.02.2012-17.08.2010 an'lardan/@Seyma_Erdogan_



"Beyhude" güzel kelime... Bazen bir 'özet'... Bazen de derin bir nefes alıp 'akışa bırak'ma yolu...

"Hayli garip içli ve yorgun..."

...ve beklentilerimiz de ertelediklerimiz de "belki" yüzünden...

"belki"; önemli kelime...'umut' içeriyor.

Başka kötü haber almadan başka kötü bi sey daha olmadan bitsin gitsin artık 2011... Ne üzücü şeyler oldu her anlamda...Kişisel/Sosyal :(((

Bu yıla dair 'totem'im; bu kez bir şey dilememek... Bir de böyle deneyeyim...

"İnsanlar hükümetlerden değil,hükümetler insanlardan korkmalı" V for Vendetta/2006

Anneleri gördüğünde anne'ni, bebekleri gördüğünde de anne olmayı özlersin... Sıfatı 'anne' eylemi 'özlemek' olur sonuç olarak...

...ve annemin en sevdiği şarkıydı "Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?" Osman Nihat Akın eseri ve Nihavend makamı...

Kürdili Hicazkar'ın en güzel örneğidir ve müthiş bir anlatımdır diğer TSM eserleri gibi; "Kimseye etmem şikayet"...Her daim favorim...

Telefonumu evin içinde nerede diye diğer hattımdan çaldırıp... Bir süre sonra kim aramış diye cevapsız'a bakan benim!

Damla damla damlıyor... "AY'a Mektuplar" yakında www.seymailebesincimevsim.blogspot.com/ da...

Kalbim çarpıyor dedim...Çarpmasa daha mı iyi dedi... Gülemedim.

Hikayelerden de anlaşılıyor ki kadınlar duygularını ifade etmede ve açıklamada daha cesaretli ve korkusuzlar... Ne istediklerini biliyorlar.

"Heyecan" duymak önemli... Bi' şeylere, geleceğe, sevdiklerine, yapmak istediklerine...Kısaca "hayata" karşı...

Dünyadaki en önemli enerji formu, bir başka insanı tam anlamıyla ve saf bir sevgiyle sevebilme becerimizin sonucunda ortaya çıkar. /M.Emoto

Sanırım durumum bu;"İnsanlar mantıksız, namakul ve benmerkezcidirler. Yine de onları sevin." ben yumuşatarak "olabilirler"i tercih ederim.


Öğretmenimiz anlamasın diye çaktırmadan esnemeye çalışır hatta ağzımızı açmadan "yutar"dık ya... Söyleyemediklerimizi de yutuyoruz bazen...

Yakın bir zamanda şöyle olacak;-Okumayı sever misin? -Evet çok severim. Hep okurum. Yazarım da. -Öyle mi neler okursunuz? -Timeline'da twit!


Ben, kendim...ve şahsen. İyi vakit geçirdik. Güzel bir gündü. Yarın da bol "şanslı" ve "sağlıklı" bir gün olsun herkes için.

Çocukluğumdan beri en sevdiğim şey "pazar kahvaltısı"... Şimdilerde de öyle. Bir kaç farkla... Başka bir şeyi, yetebilmeyi öğreniyorum.

Kitabın koku'su başka ancak aslolan "okumak"sa buyrunuz... altkitap / Ücretsiz Türkçe E-Kitap & İlk Online Yayınevi altkitap.com

Tüm çocukları ...ve mümkünse içimizdeki çocukları da melekler korusun!

Bir fark vardı sokakta. Koca gövdesine karşın gölgesi eksilmiş...Kuşlara konabilecekleri dal bile bırakmamışlar. Budalalar!Bu nasıl budama?

Bazen öğretmek bazen ne öğrendiğinizi sınamak için yokluyor hayat.Ve her an geçmişte bir an'a götürüyor. Akılsız baş ve ayaklar başrolde...

İlkokuldaydım.Unuttuğum defter için öğretmen eve yolladı,ilk kez duymustum"Akılsız başın cezasını ayaklar çeker."Ne demekti ki bu? Ögrendim.

Bu şehri "sevmek" ve bu şehre "sövmek" arasında bir yerlerde oluyorum sabah ve akşam... Gidişlerde ve dönüşlerde yani.
Normal bir "kilo verme" hadisesi nasıl olur da tv'de "haber" olur? Anca bizde olur... Zaten gündem berbat... Neydi bu "layt" haber mi?!

Paradoksal aktivite; hava nefis... ve ben evden çıkmayı düşünmüyorum.

İncitmeden çıkarmalıyız insanları hayatımızdan, elimize yanlışlıkla saplanan kırılgan bir cam parçasını nazikçe çıkarırcasına, parçalamadan.

"Bir ilişkide güvensizlik varsa ordaki sevgi yalandır. Ve güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır!"/ Paulo Coelho

Nasıl doğduğunu, içini, işleyişi...Bir düşün, bir bak! Ellerine, kendine, etrafına...Gündoğdu yine; Mucizeyim...Mucizesin...Mucize!

Birçok şey bildiğimiz/sandığımız gibi değil/olmayabilir... Bir tür "ihtimaller denizi"...

-Ben de seni çok özledim annem,dedim. Ay'a bak özlediğinde,uzakta ben de bakıyor olacağım dedi.kapattık.Şimdi Ay'a baktım.Hilal(di). Aktım.

Uzaktık...Geç vakit aradı. -"Balkona çık ve Ay'a bak yavrum" dedi. Dolunay'dı. -Aynı şeye bakıyor ve görüyoruz,seni çok özledim dedi...

Severdim...hala da severim... yavuz çetin - sadece senin olmakfizy.com/s/1ajcwf aracılığıyla...

Naptınız? Acıktınız mı? Oyun mu istiyorsunuz? Nereye bakıyorsun? Sevdiniz mi bunu? Uyuyor musun? vs vs Kedilerime hep beyhude sorular :)

Masallar "bir varmış bir yokmuş" diye 'başlıyor' ya, gerçek hayatta da hikaye aynı cümleyle 'bitiyor'!...

Hayat da böyle bir şey işte...Tamamla-n-maya çalışıyoruz... Uyum da önemli, zamanlama da:) yfrog.com/odo38povj

Cep telefonu tanımı değişse artık; "el" telefonudur makul ve doğru olan. Kullanmazken dahi elimizde! Sevdiğimizin elini bu kadar tutmazken.



Yaşayanlar için gelişler-gidişler, varışlar, ayrılışlar giderek daha da eziyete dönüyor bu şehirde...

Rahatı kaçan ağaç'ım şimdi...

Çocukluğumdan bir kaç an'ı saklardı tarihi Ömür Restaurant.Kırmızı çatısı filmlerde kaldı ve sadece ad'ı mı kaldı, tadı'cağız bu akşam...

Yan'a yan'a... Sön'ersin...

Sevenin gözlerinden bakışlar, belli ediyor herşeyi...Sevmeyenin kaçamak bakışları kadar aşikar.Velhasıl gözler kalbin aynasıdır dedikleri...

Yaya Geçidi!den neden panikle ve koşarak geçmek zorunda kalıyorum ki!!!

Taksi şoförü sohbet havasındaysa, çocukluğunun geçtiği semtten aldıysa konuyu ve siz gerçekten konuşmak hatta dinlemek bile istemiyorsanız!

Bir tür Athos, Porthos ve Aramis... Hayata karşı 3 silahşör onlar; Dopamin, Serotonin, Endorfin...Eksik olan/eksilen "oyun"u bozar.

"Aşk; sevilen kişiyi özleme ve bir çeşit sevilene aşerme hali..." Prof.Dr.Mehmet Sungur/ Sen,Ben ve Aramızdaki her şey kitabından...

Bu! Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte, yani yürekte..

Elini tutuyorsan sevdiğinin, soğuk olsa da eldiven çıkmalı bence...

O'nsuz 4.ay doldu bugün. Tek'lik ve sonsuz özlem yaşanan...

Demem o ki; simit parçasını kişi mi atamamıştır, martı mı tutamamıştır?

İsabetli atışlar mı sözkonusu olan yoksa martı mı havada yakalama becerisi gösteren?

Vapurdan yukarıya doğru atılacak olan simitin beklentisi içindeler hep.

Bir keman sesiydi hayal ettiren onların uçuşunu...boğazın derin mavisine paralel süzülen martılar...

Bazen bu yeterlidir, -"Sadece sana sarılmak istiyorum."...

ilk gelen bayram kutlama mesajının bir "hastane"den gelmesi! Ve hastanenin benim için anlamı! Sevmiim ben bayramları.Çocukluğumda kaldılar.

...ve siz asla eski siz olmazsınız... işte aynen öyle...

Bir film izlersiniz, bir kitap okursunuz, bir "şey" yaşarsınız, bir şeye tanık olursunuz, bir şey duyarsınız, bir şey'in farkına varırsınız;

Pek kolay olmuyor...Yaranın kabuk bağlaması uzun sürebiliyor. Zaman zaman kanatıyor an'lar... Gözyaşı olup akıyor; yine de unutulmuyor...

Metrobüs eforu; Kitabı tutmak, frenlerde düşmemek için tutunmak ve diğer taraftan ezilmemek için çaba sarfetmek. Bir de 'bunu' yazmak var...

"...doğru zamanda size dönecektir.Eğer size geri dönmüyorsa,dönmemesi gerekiyor demektir. Bunu kabullenmeli ve hayatınıza devam etmelisiniz"

"...harika bir kadının bir başkasına sunabileceği en kırılgan varlığı, kalbi..." Ernest Hemingway

''Keşke senle hiç tanışmasaydık. Çünkü tanışmamış olsaydık, geceleri dünyada senin gibi biri olduğunu bilmeden uyuyabilirdim.'' G.W.Hunting

'Hapşırdığımda; çok yaşa yerine benimle yaşa deseydi keşke...Ben de ''sen de gör''değil de,''emrin olur'' deseydim sessizce.'/ Nazım H.Ran

Markapon'un kanserli çocuklar yararına düzenlenen konser biletini 20TL yerine 10TL'den satması ters geldi bana...Yardımın indirimi mi olur?

Yağmurdan sonra toprak, rüzgarla gelen deniz,fırından gelen ekmek,yeni yıkanmış çamaşır "koku"su ...:) budur!

Öz'ünde herkes "iyi"! ... iyi davranmak ve sevgiyle yaklaşmak...saygıyı korumak...empati yapabilmek ve hırsların kurbanı olmamak aslolan bu!

Blogumu nicedir ihmal ettim nedeni de yine orda... Zamanyolu'dayım henüz. Ve zaman zaman pek parlak değil.

Orta? ya da şekerli diyene kadar - ki hic de tutmaz tadı.Orta dersin acı gelir- kaç şekerli istediğimizi söylesek daha iyi değil mi?

Akp'ye oy veren beyinsizdir diyen KK'na RTE "O'nun beyninden beyin salatası olur" dedi Şaşkınlık ve inatla izliyorum. Seviyeli siyaset!

Bir kadın için çorabın kaçması ve keçileri kaçırmak arasında ince bir çizgi var bence...

Neden sevmeyeni sever, özlemeyeni özler bu gönül ve uslanmaz...

Çalışan bir anne nasılsa öyleyim... Ve anne de değilim üstelik... Roller erken değişti ve hazırlıksız yakalandım.

."Aslında hayat güzel!" dedim bi gün... Özne; "Aslında!" Yeni açmış küçük papatyaları ve minik mavi kır çiçeklerini gördüğüm an'dı.Hepsi bu.

Zaman dursun istiyor insan bazen... Yani her zaman olduğu gibi imkansızı!

Sevdiği kadın için bütün can'larını harcayan; süper mario ve hugo'dur... budur yani gerçek;)

"Gazeteciler susturulamaz ki" dedi annem az önce ...Ah be annem... :((

Umut ile Unut arasındaki tek harf farkı dikkate şayandır... Yap seçimini rahatla ey sevgili:)

Dünyanın en yakışıklı, zengin, başarılı adamı da olsan; Bir kadın seni çocuklarının babası olarak hayal edemiyorsa; sıfırsın. [Redford]

ikea ve forum bitik ve Havasız, kalabalık vs Avm lere bidicik bebekleriyle gelen anneler! Manyak mınız karrdeşim? Yazık değil mi onlara?

twitland sakinlerine de bu yakışırdı:) Sn. Özdemir..Sultaniye Şarabım eşliğinde kedim,annem ve ben daha ne olsun..ye,iç huzur #dipnotyilbasi

Gel-git yapıyorsa Ay`ın çekimleri koca su kütlelerini, vücudumuzun da yarıdan fazlası su olduğundan; Ay`ın üzerimizdeki etkísí net:)

Hümeyra dinlemek bana iyi geliyor bu kesin...